Normal
şartlarda çoğul konuşurum ilk tanıştığım insanlarla ve yazarken… Ama son
zamanlarda normal olmayan şeyler yaşadığımdan mıdır nedir bu defa daha samimi
konuşmak isterim sizinle, izninizle.
Bazen öyle
olur ki (üst üste Bazen’li cümleler kurmak zorunda kalırsın) üstüne üstüne gelir
her kötü haber. Malum kötü haberlerin bir de çok çabuk yayılma gibi bir
özelliği var. Merak etme yeni arkadaşım, sana burada başıma gelen kötü
şeylerden bahsetmeyeceğim. Az önce parantez içinde de söylediğim bazen’li
cümlelerimi kurmak istiyorum sana. Çünkü ben alıp karşıma birini böyle
konuşamıyorum. Belki böyle kimse olmadığındandır ya da belki yazarken daha
özgür olduğumdan, belki de sadece silebildiğimdendir yazdıklarımı ve belki
sadece klavyemin, kalemin kağıdın ya da bu word belgesinin bana
gülemeyeceğindendir. Çünkü bu konuşurken hep böyle oluyor. Nasıl mı? O
yansıttığım ciddi duruş bu tarz duygusal olduğu düşünülen cümleler kurmaya
başladığımda yıkılıyor. Ne ben bu duruşumdan ödün verebiliyorum ne de
karşımdaki alışabiliyor. İyisi mi ben böyle patır patır yazayım dedim. Hem sen
sıkıldığında terk edersin ve bana ayıp olmaz çünkü ben bunu görmem.
Benim sitem
etme huyum yoktur. Bazen edermiş gibi görünürüm ama etmem, ne sitem ne şikayet.
Dertleşmek demek sadece şikayet ve sitemden ibaret değildir. Yine bazen kendi
kendine konuşurken fark edemediğin yanlarını fark edersin başkasıyla
konuşurken, o sadece dinlese bile bir bakışından çıkış yolunu bulabilirsin.
Tabi en önemli şey hayatında o noktaya gelene kadar biriktirdiklerin oluyor.
Hani şair demiş ya “Ağır ağır çıkacaksın bu merdivenleri, eteklerinde güneş
rengi bir yığın yaprak…” diye, belki de şairin kastettiği şey de buydu. Sema’ya
ağlayarak bakma kısmı o güneş rengi yapraklarındandır büyük ihtimalle. İşte
bahsettiğim bu; güneş yaprakları. Ben de güzel dostlar biriktirdim Allah’a
şükür ama bazen…
Yalnız kalmak
istiyor insan bazen. İçten içe bekliyor, umut ediyor ama yine de yalnız kalmak
istiyor. Çünkü eğlenmek istemiyor, dertleşip, anlatıp kapatmak istemiyor o
defteri. Çünkü suçluluk duyuyor elinde olmayan şeylerden. Bazen sadece etmesi
gereken bir duayı etmediği için suçluyor kendisini…
Ben de bu
kafayla böyle boş boş dolanıyorum sevgili yeni arkadaşım. Aslında anlatmak
istediklerim çok daha başkaydı, umarım beni anlamışsındır. Anlamasan bile öyle
olduğunu yani anladığını düşünmek beni mutlu edecek :)
Saygı ve
sevgilerimle….
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder